Konu : Lösemi
Yazan : Prof. Dr. Fevzi Altuntaş
KAN KANSERİ (LÖSEMİ)
Lösemi, kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türüdür.
Yüksek sayıdaki olgunlaşmamış ve kanser hücrelerinin normal kemik iliği hücrelerinin yerini alması ile iliklerde hasar meydana gelir. Böylece kan pıhtılaşmasında rol oynayan trombositler (kan pulcukları) ve savunmada rol oynayan lökositlerin (akyuvarlar) sayısı azalmaya başlar. Bu da lösemi hastalarında zedelenmelerin ve kanamaların yoğun görülmesine, hastaların enfeksiyona kolay yakalanmalarına neden olur. Savunma mekanizması zayıflar. İleri aşamalarda kırmızı kan hücresi (alyuvar) eksikliği kansızlığa (anemi), halsizlik, çabuk yorulma ve hareketle nefes darlığına neden olabilir.
Bunun dışında zayıflama, ateş, bazı nörolojik semptomlar, dişetlerinde şişkinlik ve kanamalar gibi belirtileri de olabilir.
Lösemiler, vücuttaki kan üretim sistemini (lenfatik sistem ve kemik iliği) etkileyen kanserlerdir.
Lösemiler akut veya kronik olarak (mikroskoptaki görünüşlerine göre alt gruplara ayrılırlar) ve kanserin yayılım ve gelişim özelliklerine göre sınıflandırılırlar.
Genel olarak, akut lösemiler çocuklarda ortaya çıkarken, kronik lösemiler daha çok yetişkinlerde görülme eğilimindedirler.
Kan kanserinin hücre tipine göre (myeloid, lenfoid gibi (örneğin AML, ALL) ve hastalığın süresine göre (akut, kronik) (örneğin AML, KML) çeşitleri vardır.
Bazı tipler daha hızlı ve kötü bir gidiş gösterir.
Kesin nedenleri bilinmemekle birlikte hem genetik hem de çevresel faktörlerin önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Somatik hücrelerdeki DNA'larda meydana gelen mutasyonlar onkogenlerin aktive olması ya da tümör baskılayıcı genlerin inaktive olmasına neden olur.
Böylece hücre ölümünün ve bölünmesinin regülasyonu hasara uğrar. Bu hasara genetik sebeplerin dışında, petrokimyasalların, radyasyonun, kanserojen maddelerin ve bazı virüslerin (örnek; HIV) neden olduğu düşünülmektedir.
Genel olarak lösemiler tüm kanserlerin %2’sini oluştururlar. Erkeklerde lösemi daha sık gözlenmektedir. Ayrıca beyaz ırkta da daha sıktır. Yetişkinlerde lösemi tanısı konma sıklığı çocuklardan 10 kat daha fazladır ve risk yaşla birlikte artar. Löseminin kısmen de olsa ailevi olabileceğine dair bulgular vardır; özellikle KLL gibi belirli türlerinde, bazı ailelerde yoğunlaşma gözlenmektedir.
Belirli genetik hastalıklarda (Down sendromu gibi) da bazı lösemi tiplerinin daha sık gözlendiği bilinmektedir. Bununla birlikte, kesin bir genetik ve ailevi risk henüz saptanmamıştır.
Myeloid lösemi olgularında, iyonize edici radyasyona ve benzene (kurşunsuz benzinde bulunur) maruziyetin hastalığın gelişmesinde etkili olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
Lösemi Belirtileri
İlerleyici bir seyir gösteren hastalığın belirtileri, anormal (habis) hücrelerin, kan yapıcı organlarda normal hücrelerin yapımını engellemesi sonucunda ortaya çıkar.
Normal alyuvarların yapımındaki azalma ile kansızlık (anemi); normal akyuvarların yapımındaki azalma neticesinde enfeksiyona yatkınlık, mikrobik hastalıklar ve ateş; kan pıhtılaşmasında rol alan kan pulcuklarının (trombositler) yapımındaki azalma ile çeşitli kanamalar (burun kanaması, diş eti kanamaları, cilt altı kanaması gibi) meydana gelir. Ciltte sık çürükler meydana gelir veya kesik oluştuğunda kanama güçlükle durdurulur.
Ayrıca, hastalığın diğer bazı bulguları da habis hücrelerin bazı organları işgal etmesine ve çeşitli kimyevi maddeler salgılamasına bağlanır. Bütün bu hızlı hücre yapım ve yıkımı, kilo kaybı ve terlemeye de yol açar. Hastalarda dalak genellikle büyümüştür ve lenf düğümlerinde de şişlikler tespit edilebilir. Karında şişkinlik hissi olabilir.
Erken döneme ait belirtiler genelde gözden kaçmaktadır, çünkü bu dönemdeki şikayetler nezle veya diğer sık gözlenen hastalık şikayetlerine benzer; halsizlik, kemik ve eklemlerde ağrılar, baş ağrıları, deride kızarıklıklar, saç dökülmesi gibi. Sık sık hastalanma ve ateş görülebilir, kan pıhtılaşmasında rol alan kan pulcuklarının (trombositler) yapımındaki azalma ile çeşitli kanamalar (burun kanaması, diş eti kanamaları, cilt altı kanaması gibi) meydana gelebilir.
Akut lösemiler, daha şiddetli bulgularla kendini gösterir ve daha gürültülü seyrederken kronik lösemiler daha yavaş seyirli olup daha hafif bulgularla kendini gösterir.
Genel olarak, kronik lösemi, akut lösemiden daha yavaş ilerler. KML hastaları tipik olarak 3-5 yıl boyunca normaldirler. Tedavi edilmezlerse veya tedaviye yanıt vermezlerse daha sonra AML benzeri bir tablo meydana gelir.
Şu an için lösemiden korunmanın kesin bir yöntemi bilinmemektedir. Ancak ileriki yıllarda genetik testler, lösemi gelişme riski yüksek kişileri belirlemede kullanılabilir. O döneme kadar lösemi hastalarının birinci derece akrabaları düzenli olarak doktorlarına muayene olmalı ve kan testi yaptırmalıdırlar.
Lösemi Tanısı
Öncelikle hastanın şikayetlerinden ve muayene bulgularından şüphelenilmesi gerekir; ve kan testleri ile tanı netleştirilebilir. Daha sonra kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi, özel kan testleri, hematolojik testler, immünolojik testler ve genetik testler yapılır.
Lösemi Tedavisi
Hastalığın tedavisinde, son yıllarda oldukça önemli adımlar atılmışsa da sebepler bilinemediği için sebebe yönelik tedavi yapılamamaktadır. Günümüzde tatbik edilen tedavilerin temel amacı, habis hücreleri ortadan kaldırmaktır.
Tedavi şemaları hastalığın tiplerine ve safhalarına göre değişiklik gösterir. Radyasyon (ışın; şua) tedavisi; çeşitli kanser ilaçlarının tatbiki; bağışıklama (veya bağışıklık sistemini güçlendirme) tedavisi (immünoterapi); kemik iliği nakli başlıca tedavi şekilleridir.
Kemik iliği nakli, hastalık atlatıldığı zamanda (remisyon) kişinin kendi hücrelerinin (otolog kök hücre nakli) veya uygun bir vericinin hücrelerinin (allojenik kök hücre nakli) verilmesi ile olabilmektedir. Özellikle yüksek riskli akut lösemilerde (AML, ALL) allojenik kök hücre nakli önemli bir tedavi seçeneğidir.
KML’li hastalarda imatinib ve diğer tirozin kinaz inhibitörleri (TKİ) ilk sıra tedavi ajanı olarak kullanılmaktadır ve yüksek başarı oranına sahiptir.
Philadelphia kromozomu pozitif olan ALL’li hastalarda yine kemoterapi ile birlikte veya kemoterapi olmaksızın imatinib ve dasatinib gibi tirozin kinaz inhibitörleri yüksek başarı oranları ile kullanılmaktadır. Yine bu ph(+) ALL hasta grubunda allojenik kök hücre nakli sağkalım oranını artıran önemli bir tedavi seçeneğidir.
Bu tedavi şekillerine ek olarak birçok yeni metot deneme safhasında olup, müspet neticeler vermektedir.
Hastaların kaybedilmelerinin en önemli sebepleri mikrobik hastalıklar, kanama ve löseminin işgaline bağlı organ yetmezlikleridir. Tatbik edilen tedavilerle hastalık tamamen atlatılabilmektedir (Kür olarak adlandırılır). Ancak bazen kısa bazen de yıllarca süren aralardan sonra hastalık yeniden ortaya çıkabilmektedir (Nüks).
Akut Lösemiler
Akut lösemide, sürekli anormal kan hücresi artışı yaşanmaktadır ve sonuçta sağlıklı-normal kan hücrelerinden sayıca daha fazla hale gelmektedir. Bu anormal hücreler diğer organlara da yayılarak, organı fonksiyonlarını yapamaz hale getirebilir. Akut lösemilerin sınıflandırılması temel olarak bu anormal olgunlaşmayan hücrelerin tipleri esas alınarak yapılır. Temel olarak iki alt grubu vardır.
1) Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL)
Normalde lenfosit adı verilen olgun kan hücresi tipine dönüşmesi gereken lenfoblast isimli olgunlaşmamış anormal kan hücrelerin artması ile karakterizedir. Bu lenfoblastların sayıları çok miktarda artar ve genelde lenf düğümlerinde birikerek şişliklere neden olurlar.
ALL, en sık gözlenen çocukluk çağı kanseridir ve 15 yaş altındaki çocuklarda gözlenen lösemilerin %80’nini oluşturur. Bazen yetişkinlerde de görülebilmekle birlikte, 50 yaşın üzerinde ALL nadirdir ve çocukluk çağına göre daha kötü seyirlidir.
2) Akut Myeloblastik Lösemi (AML)
Myeloblast adı verilen ve normal kan hücrelerine (eritrositler, trombositler) dönüşmesi gereken hücrelerin çoğalma bozukluğu olarak ortaya çıkar. Anemi (kansızlık - alyuvar denilen kırmızı kan hücresi üretiminde azalma) ve sık enfeksiyona yakalanma (akyuvar denilen beyaz kan hücresi üretiminde azalma) durumu gibi bulgularla kendini gösterebilir.
Ergenlik çağında ve 20’li yaşlarda saptanan lösemilerin %50’sini, yetişkinlerdeki lösemilerin de %20’sini AML oluşturur. Erişkinlerde en sık görülen akut lösemi AML’dir.
Akut lösemi WHO 2016 sınıflaması
A-Akut myeloid lösemi (AML)
1-Tekrarlayan genetik anomalilerle seyreden AML
- t(8;21)(q22;q22.1) pozitif AML; RUNX1-RUNX1T1
- İnv(16)(p13.1q22) veya t(16;16)(p13.1;q22) pozitif AML; CBFB-MYH11
- PML-RARA pozitif APL (AML-M3)
- t(9;11)(p21.3;q23.3) pozitif AML; MLLT3-KMT2A
- t(6;9)(p23;q34.1) pozitif AML; DEK-NUP214
- İnv(3)(q21.3q26.2) veya t(3;3)(q21.3;q26.2) pozitif AML; GATA2, MECOM
- t(1;22)(p13.3;q13.3) pozitif AML (megakaryoblastik); RBM15-MKL1
2-MDS ilişkili değişikliklerle seyreden AML
3-Tedavi ilişkili myeloid neoplazmlar
4-Tanımlanan gruplara girmeyen AML
-Minimal farklılaşma gösteren AML
-Olgunlaşma göstermeyen AML
-Akut miyelomonositik lösemi
-Akut monoblastik/monositik lösemi
-Pür eritroid lösemi
-Akut megakaryoblastik lösemi
-Akut bazofilik lösemi
-Akut miyelofibrozis ile panmiyeloz
5- Myeloid Sarkom
6- Down sendromu ilişkili myeloid proliferasyonlar
- Geçici anormal miyelopoez
- Down sendromu ilişkili myeloid lösemi
7- Belirsiz seri akut lösemiler
- Akut farklılaşmamış lösemi
- t(9;22)(q34.1;q11.2) pozitif miks fenotip akut lösemi; BCR-ABL1
- t(v;11q23.3) pozitif miks fenotip akut lösemi; MLL rearranged
- Miks fenotip akut lösemi, B/miyeloid, NOS
- Miks fenotip akut lösemi, T/miyeloid, NOS
B-Akut lenfoblastik lösemi (ALL)
1. B lenfoblastik lösemi/lenfoma
- B lenfoblastik lösemi/lenfoma, NOS
- Tekrarlayan genetik anormalliklerle seyreden B lenfoblastik lösemi/lenfoma
- t(9;22)(q34.1;q11.2) pozitif B lenfoblastik lösemi/lenfoma; BCR-ABL1
- t(v;11q23.3) pozitif B lenfoblastik lösemi/lenfoma; KMT2A rearranged
- t(12;21)(p13.2;q22.1) pozitif B lenfoblastik lösemi/lenfoma; ETV6-RUNX1
- Hiperdiploidi pozitif B lenfoblastik lösemi/lenfoma
- Hipodiploidi pozitif B lenfoblastik lösemi/lenfoma
- t(5;14)(q31.1;q32.3) pozitif B lenfoblastik lösemi/lenfoma; IL3-IGH
- t(1;19)(q23;p13.3) pozitif B lenfoblastik lösemi/lenfoma; TCF3-PBX1
2. T lenfoblastik lösemi/lenfoma
KRONİK LÖSEMİLER
Kronik lösemi, görünüşte olgun ancak normal olgun kan hücrelerinin yaptıklarını yapamayan kan hücrelerinin aşırı üretimi ile karakterizedir. Kronik lösemiler daha yavaş ilerler ve sonuçları daha az dramatiktir.
1) Kronik Lenfositer Lösemi (KLL)
Olgun görünüşe sahip lenfositlerin kemik iliğinde aşırı üretimi ile kendini gösterir. Bu anormal hücreler tam olarak olgunlaşmış normal lenfositler gibi görülürler, ancak normal lenfositler gibi vücudumuzu enfeksiyonlara karşı koruyamazlar. KLL’de, kanser hücreleri kemik iliğinde, kanda ve lenf nodlarında bulunurlar ve lenf düğümlerinde şişmeler meydana gelir.
KLL tüm lösemilerin %30’unu oluşturur. 30 yaşın altında nadiren görülürler, ancak görülme sıklığı yaşla birlikte artar ve en sık olarak 60-70 yaş arasında gözlenir. KLL erişkinlerde en sık görülen lösemi türüdür.
2) Saçlı (Hairy) Hücreli Lösemi
Lenfosit kaynaklı bir kronik lösemidir ancak KLL’den farklıdır. Saçlı/Saçaksı (hairy) stoplazmik çıkıntılara sahip lenfositlerden oluşur. Kemik iliği ve dalak karakteristik olarak tutulur. Dalak çok büyük boyutlara ulaşabilir. Kan hücre sayımlarında düşüklük ve tekrarlayan enfeksiyonlarla seyreder.
KLL’den farklı olarak, saçlı hücreli lösemi ilaç tedavisi ile sıklıkla tedavi edilebilmektedir.
3) Kronik Miyelositer Lösemi (KML)
Bu lösemi, olgun görünüşlü ancak fonksiyon kaybı bulunan myeloid hücrelerin (beyaz kan hücreleri gibi) aşırı üretimi ile kendini gösterir. Bu aşırı üretim hiç normal hücre kalmayana kadar devam eder.
KML hastası olanlarda sıklıkla Philadelphia kromozomu denilen kromozom anomalisi ortaya çıkar. Bu kromozom anomalisinde bu hastalığa neden olan bir enzimin (Tirozin kinaz) üretilmesine neden olan bir genin (bcr/abl) olduğu düşünülmektedir.
KML, yetişkinlerde gözlenen lösemilerin %20-30’unu oluşturur ve 25-60 yaşları arasında gözlenir.
Kronik Miyelositer Lösemili (KML) hastalar günümüzde neredeyse kendi yaş gruplarındaki sağlıklı bireylere yakın bir ömür yaşayabiliyor. Hem de bunu günde tek hap yutarak yapıyorlar. Yani tek hapla lösemiyi kontrol altına almak mümkün; KML için “Hapını yut lösemini tut” denebilir. Bu nedenle KML hastalarına haplarını mutlaka düzenli bir şekilde almalarını tavsiye ediyoruz.
Kullanılan ilaçlar ise imatinib, dasatinib, nilotinib, pomatinib adı verilen tirozin kinaz inhibitörleridir (TKİ). Bunlardan imatinib ilk basamakta kullanılan birinci kuşak TKİ’dir. TKİ tedavisine dirençli bazı hastalarda ise kemik iliği nakli ile bu hastalık tedavi edilebilir.
Detay için:
Detay için:
Detay için:
Detay için:
Detay için: